Translate

30 Kasım 2012 Cuma

Fuarda Makine satmak mı?, Marka Değerini Artırarak Tüm Satışları Kolaylaştırmak Mı?


Dijital Baskı Makine Satıcı firmaları son yıllarda artan fuarlar karşısında nasıl pozisyon almaları gerektiğine bir türlü karar veremedi. Bu sektörün ithalatçıları haklı olarak önce yurtdışı fuarları değerlendiriyor ve yurtiçinde sınırlı sayıda fuarları tercih ediyorlar. (Öncelikli planları böyle) Ancak bir bakıyorsunuz;
-Biz, bu yıl yurtiçinde hiç bir fuara katılmayacağız,
-Fuardan fuara koşmak istemiyoruz,
-Geçen yıl katılmıştık kötü geçti, bu yıl asla katılmayacağız,
-Bu yıl sadece X fuara katılacağız,
-Bu yılki bütçemizi belirledik, başka fuar yok…
diyen firmaların büyük bir bölümü söylediklerinin tam tersini yapıyor.

Peki neden?

Neden aslında çok açık! Firmalarımızın çok büyük bir bölümü bir fuardan ne beklediğine henüz karar vermiş durumda değil.
“Fuara katılmayacağım” diyor ama rakiplerinin ya da varlığını önemsediği firmaların tercih ettiği fuara katılmak zorunda hissediyor kendini.
Çünkü daha önce “hayır” dediği fuara katılmazsa rekabet açısından sorun yaşayacağını düşünüyor.

Olması gereken ne

Önce bu yazının başlığını bir kez daha hatırlayalım:
Katılmayı düşündüğümüz bir fuarda amaç, makina satmak mı olmalı; yoksa marka değerini artırarak tüm satışları kolaylaştırmak mı?
Şimdi bu sorunun cevabını kolay bulmak için, fuar maliyetini düşüren ve ticaretin finali diyebileceğimiz net satışı hedefleyen bir senaryo yazalım ve üzerinde
düşünelim.

Herkesin güvenebileceği, tarafsız bir hizmet firması çıksa ve;
-Tüm Dijital baskı makine firmaları adına iyi bir fuardan büyük bir ada kiralasa,
-Teknik donanımlı personelleriyle, sigortalı bir şekilde makinalarınızı yerinizden alsa ve fuara getirse,
-Sonra bu adada, tüm makinaları sergilese,
-Sizin adınıza satış yapsa, satılmayan makinaları yerine iade etse ya da kendisi depo hizmeti de verse..
Yani sizin adınıza tüm fuar hizmetini verse, sizi zaman, para ve personel kaybından kurtarsa; ne dersiniz? (Hatta bu hizmeti güvendiğinize inandığım İnterdijital Teknoloji Makine verse)
İlk etapta çok süper bir fikir gibi görünüyor değil mi?
Ama değil. Çünkü, sektörün önde gelen firmaları şunu düşünecektir: “Amaç sadece makine satmak değil, markamızı ve insan ilişkilerimizi sürekli geliştirmek zorundayız”.

Fuarları nasıl görmeliyiz?

Fuarlar, müşteri adaylarınızı ayağınıza getirebileceğiniz tek organizasyonlardır. Bu da sürekli insan ilişkileri demektir ve bundan asla vazgeçmemelisiniz.
‘‘Peki bu kadar çok fuara nasıl katılacağız?’’ diyorsanız,
-Cevabım hep aynı; artık büyük takımlar haftada 2 maç yapmaya alışmak zorunda.
‘‘İyi ama katıldığımız fuarlara istediğimiz ziyaretçiler gelmiyor, bu yüzden pek faydalanamıyoruz’’ diyorsanız da,
-Cevabım şu; Fuarlara yaklaşım şekliniz doğru değil. Fuarlara ya sadece müşteri oluyorsunuz ya da elinizden geldiğince olumsuz yaklaşıyorsunuz. Bunların yerine fuarlarla ticari partner olarak onları siz yönlendirin. Kısacası fuar firmalarıyla birlikte fuar yapın.

Herkese iyi haftalar…İnter Dijital Teknoloji Makine Marin Ve Reklam Ürünleri

26 Kasım 2012 Pazartesi

ARED Başkanlığına Kamil Halil Eligür Seçildi




ARED VII. Genel Kurul açılış konuşmasını VI. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Birol Fedai yaptı. Birol Fedai konuşmasında yönetim kuruluna verilen yetki ve destek ile dernek tüzüğü doğrultusunda gerçekleştirilen faaliyetler hakkında genel kurulu bilgilendirdi. Faaliyet döneminde, üyelerden ve sektörden gelen taleplere 24 saat içinde mutlaka yanıt verildiğini ifade eden Birol Fedai, üye ve il temsilcisi sayısındaki artış ve aktif faaliyetlerle ARED’in Avrupa’nın en büyük ve kurumsal derneklerinden biri olduğunu söyledi. Sektördeki işletmelerin müşteri talepleri doğrultusunda yeniden yapılandığını ve artık “Tabelacılık” adının sektörü tanımlamakta yetersiz kaldığını söyleyen Birol Fedai, “Endüstriyel Reklamcılık” olarak sektörün yeniden tanımladığını, bu tanımın kamu kurum ve kuruluşlarında da güncellenmesi için gerekli girişimlerin başlatıldığını belirtti. Sign İstanbul Fuarı’na destek çalışmalarının yapıldığını söyleyen Birol Fedai, Anadolu’nun fuara katılımının artırıldığını ve fuarın sektörün buluşma noktası olmasını sağladıklarını söyledi. Fedai konuşmasını şöyle sürdürdü:

Genç ARED Faaliyetlerine Başladı

Tabela ve baskı müzesi, Tabelacı ressamlar, Dünden bugüne Ustalarımız, ustalara saygı törenleri, sosyal sorumluluk ve Genç ARED gibi projeler ile ilgili çalışmalara katkı koyan, sponsor olan tüm dostlara teşekkür ediyorum. İl temsilcilerimize bölgelerdeki çalışmalarından ve derneğimize katkılarından dolayı, teşekkür ederiz. Açıkhavadan Haberler adı altında iki ayda bir amatör bir bülteni yayın kurulumuz başarılı bir şekilde çıkardı. Bu sayede yapılan çalışmaları duyurmada başarı sağladık. Bültenin baskı öncesi, baskısı ve dağıtım maliyetini her sayıda reklam vererek destek veren reklamverenlerimize teşekkür ediyorum..

Çalışmalarımızı diğer ülkelere örnek gösteren ve çalışmalarımızı teşvik etmek amacıyla bize maddi destek veren Fespa yönetim kuruluna da buradan sektör adına teşekkür ediyorum.

Ticari yaşamın zorluklarına rağmen her toplantımıza katılan, sorunların çözümü için zaman, emek ve maddi katkı koyan, çalışma raporumuzdaki faaliyetlerimizi ekip ruhuyla gerçekleştiren yönetim kurulumuzun çok değerli mensubu arkadaşlarıma çok özel duygularla şükranlarımı sunuyorum.

Ofisimizde özveriyle çalışarak yönetim kurulumuzun çalışmalarına katkı koyan çalışma arkadaşlarıma bu süreçteki katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum.

Yine bu süreçte bizlere desteğini esirgemeyen ismini sayamayacağım onlarca arkadaşımıza çok teşekkürler. Buraya kadar teşekkür ederken bir arkadaşımın gönlünü kırarım diye hiç isim bahsetmeden çalışmalara katkı koyan ve destek verenlere teşekkür ettim. Ama bir kişiye isminle teşekkür etmek istiyorum.

Selahattin Durak’a Ayrıca Teşekkür Etti

ARED-FESPA ilişkilerimiz ve 2013’ten itibaren de FESPA ile fuar ortaklığımız nedeniyle bu ara çok üzdüğüm, çalışmalarımızın büyük destekçisi olan, arkadaşım Sayın Selahattin DURAK’a şahsım ve yönetim kurulum adına en derin şükranlarımı sunuyorum. Bu duygularla VII. Olağan Genel Kurulumuzun derneğimize, üyelerine ve sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum.

Yeni Başkan Hedef ve Projelerin Anlattı

Genel Kurulda Yeni Dönem Yönetim Kuruluna aday olanları temsilen söz alan Kamil Halil Eligür seçilmeleri halinde yeni dönem hedeflerini; sektörün önemli ve büyük oyuncularını bir araya gelmesini planladığını ve ortak bir strateji oluşturulmasını sağlamanın gerekliğini belirtti. Bu manada sektörün yararı için genel prensipleri içeren ve tavsiye niteliğinde olan bir rehber oluşturmak, üyelerin dışında bu rehberi reklam verenlere de anlatan bir plan hazırlamak amacında olduğunu belirtti. İl toplantılarına eğitim içeriği ve il değişiklikleri ile devam etmek, hedef odaklı çalışabilir ve çalışma sonuçları denetlenebilir çalışma komiteleri oluşturmak, ulaşılabilir basın ve medya sayısını artırmak, basında sektörümüzün hak ettiği yere ulaşmasını sağlamak da ayrıca hedefler arasında yer aldı. Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Milli Eğitim Bakanlığı ile iletişimi sürdürmek ve “Endüstriyel Reklamcılık” adını tescilletmek, Fespa Eurasia Fuarı’nın başarısı için çalışmak, ARED’in üye olduğu uluslararası dernek ve federasyonlarla ortak havuz projeleri oluşturmak ve sonuç olarak oluşturulan uluslararası katma değerin ARED’e yansıtılmasını sağlamak olarak sıraladı.

Konuşmaların ardından yapılan oylama ile Yönetim, Denetim, Disiplin Kurulu asil ve yedek üyeleri belirlendi. Genel Kurul, bir önceki dönem Yönetim Kurulu Üyelerinden Birol Fedai ve Mehmet Pehlivan’a ARED’e katkılarından dolayı verilen şükran plaketleri ile sona erdi.

Genel Kurul sonrası, görev dağılımının yapıldığı ilk Yönetim Kurulu Toplantısında VII. Dönem ARED Başkanlığına Kamil Halil Eligür seçildi.

ARED VII. Dönem Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu asil ve yedek üyeleri listesi şöyle oluştu:

Yönetim Kurulu Asil Üyeleri:

Başkan Kamil Halil Eligür-Standart-Tim Reklamcılık San.ve Tic. A.Ş. / İstanbul

Başkan Yardımcısı İbrahim Demirseren – Deniz Dış Ticaret A.Ş. / İstanbul

Genel Sekreter Aynur Çakır – Eray Top. Rek. Malz. Paz. Ltd. Şti. / Ankara

Sayman Levent Olcayto – Toros A.Ş. / İstanbul

Üye Ahmet Özdemirel – Duygu Reklam Ltd. Şti. / Eskişehir

Üye Ali Tekin Çelik – Sera Reklamcılık San. Tic. Ltd. Şti. / Ankara

Üye Mehmet Fatih Özcan – Gözdecan Reklam Ltd. Şti. / İzmir

Üye Ömer Faruk Sezgin – Uyum Danışmanlık / İstanbul

Üye Taner Güven – Bagü Reklam San. Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri:

Üye Mert Ünveren – Süstaş Süsler A.Ş. / İzmir

Üye Naki Şimşek – MTN Reklam San. Tic. Ltd. Şti. / Mersin

Üye Savaş Seçkin – Son Reklam İnş. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Üye Serdar Albayrak – Eser Dijital Bas. Mat.Bilg.Rek.San.Tic.Ltd.Şti. – Eskişehir

Üye İlhan Usta – Şirin Reklam / İstanbul

Üye Orhan Çakır– Hastel Telekomünikasyon San. Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Üye Zeki Bilen – Sice Tur. Rek. Tan. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. / İzmir

Üye Kemal Atay– Reklam Atay / Antalya

Denetim Kurulu Asil Üyeler:

Başkan Mehmet Özbakır– Gama Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Başkan Yardımcısı Birol Fedai – Sistem Printing Company / İzmir

Üye Mehmet Pehlivan – Pehlivan Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti./ Adana

Denetim Kurulu Yedek Üyeler:

Üye Doğu Aydınak – İdem Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Üye Seyfettin Işığıbol – Folpa Reklam San. Tic. Ltd. Şti. / Bursa

Üye Muharrem Yıldırım – Yazım Reklam Ürünleri Ltd. Şti. / İstanbul

Disiplin Kurulu Asil Üyeler:

Başkan Erdoğan Demir – Deha Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. / Kayseri

Başkan Yardımcısı Hayrettin Ege – Ores Tanıtım Sist. San. ve Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Üye Şaban Beyler – İstanbul Reklam San. Tic. Ltd. Şti. / İstanbul

Disiplin Kurulu Yedek Üyeler:

Üye Mehmet Karabulut – Feza Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. / Kayseri

Üye Ali Usul – Renk Reklam San. Tic. Ltd. Şti. / Konya

Üye Nazif Baz – Ajans NRA Açıkhava Reklam Hiz. Ltd. Şti. / Adana

22 Kasım 2012 Perşembe

Dijital Baskida Renk Yönetimi Nasildir ve iCC nedir?



Renk yönetimi, baskı hazırlık aşamasından baskı sonuna kadar renk güvenirliliğini sağlamaya yönelik bir sistemdir. Sistemin ana unsurlarından birisi üretim sürecinde kullanılan cihazların renk evrenlerini tanımlayan ICC (International Color Concercium) profilleridir. Üretici firmalar kendi cihazları ve baskı sistemleri için profiller üretmektedir. Renk yönetim sistemi belirli bir yatırım gerektirdiğinden Türkiye’deki matbaalar genellikle kendi profillerini üretmek yerine bu hazır profilleri kullanmayı tercih etmektedirler. Ancak, hazır profiller genel ve averaj bilgiler içerdiklerinden dolayı zaman zaman oldukça farklı sonuçlar verebilmektedir. Bu çalışmada; hazır ICC profilleri ile Türkiye’deki matbaaların hazırladığı özel profillerin

karşılaştırılması yapılmıştır. Profillerde kullanılan mürekkeplerin renk değerleri, nokta kazancı ve beyaz nokta gibi temel ölçümler yapılarak renk evrenleri arasındaki fark ve renk tutarlılıkları değerlendirme sonucu elde edilen verilerin ortalamalarıalınarak, standart ICC profilleri ile Türkiye’de üretilen ICC profilleri arasındaki farklar belirlenmiştir. Sonuçta doğru olmayan profiller bize ancak yaklaşık sonuçlar verebildiklerinden güvenilmezler. Doğru ve kaliteli bir sonuç için her cihazın ve makinenin profilinin çıkarılması önerilebilir



Renk yönetim sistemi, üretim aşamasında kullanılan cihazlar arasındaki renk dönüşümlerinin yapılmasını ve baskı sonucunun monitör ve provada simüle edilmesini sağlar. Bu işlemi başarabilmesi içinde sistem

içinde kullanılan cihaz ve makinelerin görebildiği ya da üretebildiği renk evreninin sınırlarının bilinmesi gereklidir. Cihaz renk evrenlerinin sınırlarını ortaya koyan ve bunları sisteme tanıtan ICC profilleridir. Matbaacılık sektöründe üretim yapan yazılım, sistem ve cihaz üreticileri 1993’de bir araya gelerek "Uluslararası Renk Konsorsiyumu"nu, [International Color Consortium’u (ICC)] kurmuşlardır. Kurum adının ilk harfleri ile anılan ICC dosya formatını geliştirmiştir. Bu format ile cihazların renk evrenlerini belirlemeye yönelik testlerin kolorimetrik sonuçlarının tanımlanması bir standart haline getirilmiş ve bütün makine ve programların bu profilleri tanıması sağlanmıştır.Profil Oluşturma oluşturma programı bu verilerden yola çıkarak cihazın renk evrenini belirleyip cihaz profilini elde eder. Monitörler için profil hazırlanırken profil hazırlayan program monitör için birçok RGB renk üreterek bunları ölçer. Bu işlem sırasında, program tarafından monitörde görüntülenen renklerin RGB değerleri referans bilgiyi, renk ölçüm cihazı tarafından monitörden görüntülenen renklerin CIELAB değerleri ise monitörün karakteristik özelliklerini oluşturur. Monitör profilinde her iki yöndeki “LAB-RGB ve RGB-LAB” çevrim de önemlidir. Çünkü monitör orijinal veriden görüntüyü oluştururken (gerçek rengin gösterilmesi, örneğin: trayıcı RGB-LAB-monitör RGB) kullanır. Baskı sistemleri için hazırlanan profiller için ise, dijital olarak hazırlanmış olan test skala dosyası, (örneğin CMYK-TIFF dosyası) basılır ve ölçülür. Basılan test skalasının üzerindeki renklerin CMYK değerleri referans verilerini oluşturur. Baskıdan sonra yapılan spektral ölçümlerden alınan CIELAB değerleride baskıyı yapan cihazın karakteristik bilgilerini ortaya koyar. Ölçüm sonucunda elde edilen veriler hangi CMYK karışımının baskıda hangi rengi oluşturduğunu gösterir. Bir başka deyişle her LAB rengi değişik oranlardaki karışımlarla CMYK’dan çıkartılabilir. CMYK profillerde her iki yöndeki dönüşümler de önemlidir. Örneğin tabaka ofset için hazırlanmış bir görüntü gazete baskısı çin yeniden hazırlanmak istendiğinde, görüntü öncelikle tabaka ofset profili kullanılarak CMYK’dan LAB’ye, sonra branda baskısı için profili kullanılarak LAB’den CMYK’ya çevirilir.



2.1. CIELAB Renk Evreni

Uluslararası Aydınlatma Komitesi CIE’nin görevi, boya, mürekkep gibi malzeme üreticileri için renk

komünikasyon standartlarının tekrarlanabilir bir sistemini oluşturmaktır. Bunu, insan gözünü temel alarak

oluşturduğu renk evren modelleri ile yapmaktadır. Renk eşleşmesi için evrensel bir şablon sağlamak bu standartların en önemli fonksiyonudur. Bu şablonun kaynağı ise standart gözlemci ve XYZ renk uzayı olarak belirlenmekle beraber, XYZ uzayının balanssız doğası, xyY kromatisite diyagramında da gösterildiği gibi bu standartların kolayca elde edilmesini zorlaştırmıştır. L*a*b* renk modeli, dikey sarı-mavi ve yeşilkırmızı eksenlerine dayanan dörtgensel koordinatlar

kullanır. CIE, CIE L*a*b* ve CIE L*u*v* olarak adlandırılan daha muntazam renk ölçütleri geliştirmiştir.

L*a*b* renk uzayının iyi dengelenmiş yapısı, bir rengin aynı zamanda hem yeşil hem kırmızı veya hem mavi

hem sarı olamayacağı teorisine dayanmaktadır. Bunun sonucunda, kırmızı/yeşil ve sarı/mavi sıfatlarını tarif etmek için basit değerler kullanılabilir. CIE L*a*b*’da ; L* lightness’ ı, a* kırmızı/yeşil, b* sarı/mavi değerini gösterir.(Şekil.3). Bu renk uzayı, Hue Saturation Lightless (HSL) gibi üç boyutlu renk uzaylarını anımsatmaktadır.Günümüzde ençok kullanılan ve temel alınan renk evreni CIE LAB evrendir. Masa üstü yayıncılıkta bilgisayarlar ve programlar Lab sistemini temel alırlar. Renk Yönetim Sisteminde de temel renk evreni CIE Lab dır [6]. CIELAB 1976 renk evren modeli [4] 2.1.1.CIELAB - ∆E tolerans metodu CIELAB hesaplamaları L*a*b* renk uzayına dayanır. CIELAB’ı kullanarak standart rengin yeri, ölçüm

datasıyla, L*a*b* renk uzayında kesin olarak belirlenir. Daha sonra bu rengin etrafında teorik bir tolerans küresi çizilir. Bu küre standart renkle örnekler arasındaki kabul edilebilir değişiklik miktarını gösterir. Ölçüm verisi kürenin içinde kalan örnekler kabul edilebilirken dışına düşen renkler kabul edilemez. Tolerans küresinin büyüklüğü müşterinin kabul edilebilir renk farklılığı ölçüsüyle belirlenir. Bunlar ∆E

(hata payı) birimleriyle gösterilir. Reprodüksiyon endüstrisinde tipik bir müşteri toleransı genellikle 1 ve 6

∆E arasındadır. Bu, tolerans kutusunun dışında olan örneklerin standarttan 6 ∆E birimden daha fazla uzakta olması anlamını taşır. 1 ∆E birimden az olan toleranslar genellikle mevcut metotlarla elde edilemez toleranslardır. 2-4 ∆E birime kadar uzaklığı olan örnekler genellikle çoğu gözlemci tarafından standart renkten ayırt edilemezler [6]. ∆E= [(∆a*)+(∆b*)+(∆L*)]1/2

burada ; 

∆l : açıklık-koyuluk farkı,

∆a : kırmızılık ve yeşillik farkı,

∆b : ise sarılık ve mavilik farkı.

2.2. Genel ICC Profilleri

Üretici firmalar sattıkları ürünlerle beraber cihazlarının kolorimetrik özelliklerini barındıran ICC profillerini de kullanıcıya vermektedirler. Ancak bu profiller, her bir cihazın kendine özel profili olmayıp birkaç cihazdan elde edilmiş averaj ölçümler sonucunda hazırlanmıştır.Ancak cihazlar hazır profillerde ki değerlerle tam olarak uyuşmazlar. Bunun nedeni aynı üretim bandından da çıkmış olsalar her cihazın kendine has karakteristikleri olmasıdır. Ayrıca cihazlar zaman içinde eskimektedirler. Tarayıcıların ışık kaynaklarının belirli bir ömrü olup kaynak eskidikçe elde edilen renkler değişim gösterir. Işık kaynağının eskimesi haricinde ışık algılayıcı CDD çipleri de zaman içinde yaşlandıklarından hazır gelen profillerdeki değerlerden sapmalar gösterirler. Monitörlerde ise hazır profiller genellikle işlevsel değildir. Hazır gelen profiller, yapılan kalibrasyon işlemleri sonucunda monitör kondisyonu ile uyuşmadıklarından monitörlerde hazır profiller tercih edilmemektedir.
5. BULGULAR 
Renk ölçümleri sonucunda elde edilen verilerin 
ortalama değerlerleri Tablo 1’ de verilmiştir. 
Tablo 1. Avrupa ve Türkiyede Kullanılan mürekkepler 
arasındaki renk farkları
Kağıt cinsi / Baskı ana rengi  L   a*  b*  ∆E 
ISO 12647-2:2004 Cyan  55  -37  -50 
Türkiye Parlak Kuşe Cyan  54.6  -35.9  -54  4.17 
Türkiye Mat Kuşe Cyan  54.5  -33.5  -53.5  4.97 
ISO 12647-2:2004  Magenta  48  74  -3 
Türkiye Parlak Kuşe Magenta  45.6  76.7  -4.6  3.95 
Türkiye Magenta  47.3  73.6  -4.5  1.70 
ISO 12647-2:2004  Sarı 91  -5  93 
Türkiye Parlak Kuşe Sarı 88.5  -5.1  99.9  7.34 
Türkiye Sarı 88.7  -4.6  96.3  4.04 
ISO 12647-2:2004  Siyah  16  0  0 
Türkiye Parlak Kuşe Siyah  12.6  1.4  0.7  3.74 
Türkiye Siyah   16.8  1.3  1  1.82 
ISO 12647-2:2004 Kırmızı
(M+Y) 
49  69  52 
Türkiye Parlak Kuşe Kırmızı 45.6  70.7  52.1  3.80 
Türkiye Kırmızı 46.4  69  50.7  2.91 
ISO 12647-2:2004 Yeşil (C+Y)  50  -68  33 
Türkiye Parlak Kuşe Yeşil  48.4  -71.6  34.4  4.18 
Türkiye Yeşil   48  -69.2  33.3  2.35 
ISO 12647-2:2004 Mavi (C+M)
   
20  25  -49 
Türkiye Parlak Kuşe Mavi  20.6  30.7  -44.9  7.05 
Türkiye Mavi   21.9  25.2  -44.6  4.80 
ISO 12647-2:2004 C+M+Y  18  3  0 
Türkiye Parlak Kuşe C+M+Y  20.3  14.6  5.5  13.04 
Türkiye C+M+Y  20.5  8.5  5.1  7.91 
ISO 12647-2:2004 Kağıt Türü 1  95  0  -2 
(Parlak Kuşe 115g/m

Türkiyede Kullanılan    94.5  1.0  -4.7  2.92 
Parlak Kuşe Kağıtların 
ortalaması
ISO 12647-2:2004 Kağıt Türü 2  94  0  -2 
(Mat Kuşe 115 g/m

Türkiye de Kullanılan  95.1  1.1  -4.4  2.86 


Uygulamada karşılaşılan bir başka zorluk ise standartda belirtilen kağıtlar dışındaki kağıtlara baskı yapılmasıdır. Standartta genel örnekleme yapılarak beştemel tip kağıt belirtilmiştir. Ancak belirtilen kağıtlardan farklı gramaj ve beyaza sahip kağıtlara yapılan baskılarda, kağıdın söz konusu yapısal özellikleri yüzünden basılan renklerde standardın dışına çıkmalar olmaktadır. Farklı tram yapıları ile yapılan baskılar da aynı şekilde değişimlere neden olmaktadır.  Bütün bu değişimler aslında ana renklerde standardın değerleri içinde kalmasına rağmen baskının genelinde, karışım renklerindeki sapmalar fazla olmaktadır. Bunu görmenin en güzel yolu ICC profillerini karşılaştırmaktır.  Renk yönetimi renk güvenirliliği ve tutarlılığı konusunda sistemin sunduğu önemli imkanlardan birisidir. Renk yönetiminin temel dayanağı profillerdir. Monitör ve giriş cihazları için profil hazırlamak oldukça basit ve ucuzdur. Daha karmaşık ve dikkat edilmesi gereken fakat aynı zamanda oldukça önemli olan baskı profillemesi ise biraz üzerinde çalışıldığında oldukça rahat kavranıp uygulanabilecek  bir işlemdir. Bu işlem için her ne kadar yatırıma ihtiyaç olsa da pahalı makinaların yanında bu yatırım oldukça düşük olup doğru üretim için gerekli görülmektedir. Renk yönetimi, Türkiye’de yaygın olarak kullanılmaya başlamamış olmasına rağmen, kaliteli bir baskı için önemli bir unsurdur. Baskı öncesinin doğru çalışabilmesi, belirlenen baskının yapılabilmesi ve istenen rengin elde edilebilmesi için sistemin kullanılması ve her cihazın profillemesi yapılmalıdır. Doğru olmayan profiller bize ancak yaklaşık sonuçlar verebildiklerinden güvenilmezler. Doğru  ve kaliteli bir sonuç için her cihazın ve makinenin profilinin çıkarılması önerilebilir.

Mimaki, EcoPrint 2012’de JV400-LX ve UJF-3042 Sistemlerinin etkileyici çevre dostu özelliklerini sergileyecek.

MAK 1 Mimaki, EcoPrint 2012’de JV400-LX ve UJF-3042 sistemlerinin etkileyici çevre dostu özelliklerini sergileyecek. 

Geniş formatlı inkjet yazıcıların lider üreticisi Mimaki, EcoPrint 2012’de JV400-LX ve UJF-3042 sistemlerinin etkileyici çevre dostu özelliklerini sergileyecek. Şirket gösteriyi ayrıca sürdürülebilirlik konusundaki süregelen bağlılığını göstermek için de kullanacak. EcoPrint sürdürülebilirliği temel alan bir fuardır. Etkinlik 26- 27 Eylül’de yapılacak ve Almanya’nın Berlin kentinde sahne alacak.
Mimaki, EcoPrint fuarını desteklemek için özellikle istekli çünkü bu fuar onun daha sürdürülebilir baskı ortamları oluşturma konusundaki tutkusunu paylaşıyor. Şirket 2009 yılında ISO 14001 akreditasyonunu elde etti ve sürdürülebilir sistemleri geliştirme ve bağımsız çevre standartları uygulama konusunda kararlı. Bütün Mimaki faaliyetleri, çevresel ayak izini azaltmak ve bugün kullandığımız baskı yollarını değiştirmek için şirket çapındaki bir bağlılık ile desteklenmektedir.
UJF-3042
Bu masaüstü UV flatbed sistemi küçük bir çevresel ayak izine sahip ve uzun ömürlü, enerji tasarruflu LED kürlemesi özelliği içeriyor. Bu çok yönlü yazıcıyla yazıcılar iPhone kılıflarından cam ve metale kadar değişen çok farklı yüzeyler üzerine baskı yapabilir. UJF-3042 geniş bir pazar yelpazesi için sürdürülebilir çıktı oluşturan dünya çapındaki en başarılı UV flatbed yazıcılardan biridir. 

JV400-LX
Düşük bir CO2 ayak izinin esnekliği ile yüksek kaliteli baskıyı birleştiren devrimci bir inkjet yazıcı. Mimaki Lateks ürünü daha düşük bir kürleme ısısı sağlar ve dolayısıyla baskı hizmeti sağlayıcılarının daha çeşitli yüzeyler üzerine baskı yapabilmesini sağlar. Mimaki Latex mürekkepler tam HAPS sertifikasyonu almıştır ve hiçbir kirletici madde içermez. Yazıcıdan çıkan baskılar tamamen kurudur ve anında sonradan işleme için hazırdır. Mimaki Latex, şirketin sunduğu çevre çözümlerinden sadece biridir.

Mimaki Avrupa Pazarlama Müdürü ve EcoPrint elçisi Mike Horsten şu yorumu yaptı: “EcoPrint Berlin’de önemli bir rol oynamaktan dolayı çok mutluyuz. Etkinlik, Mimaki’nin daha sürdürülebilir bir gelecek sağlamak ve dünyayı yaşamak için daha iyi bir yer haline getirmek amacıyla elinden gelen her şeyi nasıl yaptığını göstermek için ideal bir zemin.
“Çevre dostu sistemlerimizi sergilemek ve katılımcılara baskı fiyatından, üretim hızından veya kalitesinden ödün vermeden nasıl daha sürdürülebilir bir baskı altyapısı oluşturabileceklerini göstermek için sabırsızlanıyoruz.”

21 Kasım 2012 Çarşamba

Türkiye ve Dünya Reklamcılık Sektöründe Bir ilk






Öykü Ajans Başkanı Necati Özkan, uluslararası bağımsız reklam network Dialogue international'ın dünya başkanı oldu


Dialogue International'ın dünya başkanlığını iki yıllığına üstlenen Özkan, 2004 yılından bu yana da kuruluşun yönetim kurulu üyesiydi. 2 milyar dolara yaklaşan yıllık iş hacmine sahip olan Dialogue International, 42 ülkede 42 ajans ile faaliyet gösteriyor.

Türkiye ve dünya reklamcılık sektöründe bir "ilk" gerçekleşti. Öykü Reklam Ajansı Başkanı Necati Özkan, dünyanın en büyük bağımsız reklam ajansı networklerinden Dialogue International'ın dünya başkanı oldu.

Dialogue International, 42 ülkede 42 ajans ile faaliyet gösteren, 2 milyar dolara yaklaşan yıllık iş hacmine sahip, bağımsız bir reklam ajansları networkü. Yaratıcı reklam ajanslarını bir araya getiren Dialogue International, aynı zamanda dünyadaki ikinci büyük bağımsız ağ. Dialogue International'in Türkiye'deki üyesi ise Öykü Reklam Ajansı.

Öykü'nün kurucusu ve başkanı Necati Özkan, Dialogue International'ın Haziran 2012'de Belçika'da yaptığı yönetim toplantısında bir sonraki dönemin dünya başkanı olarak seçildi. Özkan, 28 Eylül 2012'de İsveç'in Malmö kentinde yapılan toplantıyla ise resmen ve fiilen Dialogue International'ın başkanlığını devraldı.

Dünyada, uluslararası holding yapısında (bağımsız ajanslardan oluşmayan) beş büyük reklam networkü var. Bunlar global reklam pazarının yüzde 45'ini yönetiyorlar. Bağımsız reklam ajanslarının bir araya gelmesi ile kurulmuş bağımsız reklam networklerinin sayısı ise 30'a yaklaşıyor. Bunlar da global reklam pazarının yüzde 27,5'una sahip. Global pazarın kalan yüzde 27,5'unu ise binlerce küçük reklam ajansı paylaşıyor.

Necati Özkan'ın Dialogue International'ın dünya başkanı olması, ilk kez bir Türk'ün, global bir reklam organizasyonunun başkanlığını üstleniyor olması açısından özel bir anlam taşıyor. Bu alanda yaşanan bir başka ilk de şu: Dialogue International'ın yönetim merkezi bugüne kadar Londra'daydı. Ama bu merkez, Necati Özkan'ın başkanlığı ile birlikte iki yıllığına İstanbul'a taşınıyor; yönetim merkezi, daha önce başka dünya başkanlarının ofislerinin bulunduğu kente taşınmamıştı.

Necati Özkan'ı Dialogue International'ın dünya başkanlığına taşıyan temel neden, networkün vizyonuna yaptığı önemli katkı. Dialogue International yakın zamana kadar, ABD'den de bir üyesi olmakla birlikte daha çok bir Avrupa şebekesi olarak bilinirdi. Dialogue International'ın yönetim kuruluna 2004 yılında katılan Necati Özkan, Rusya, Kazakistan, İran ve Azerbaycan'ı da Dialogue International'ın bünyesine kattı. Hatta yakın zamana kadar Dialogue International'da temsil edilmeyen Yunanistan da yine Necati Özkan'ın çabası ile networkün bir parçası oldu.

Dialogue International Dünya Başkanı Necati Özkan, görev yapacağı iki yılın hedeflerini şöyle sıraladı: Latin Amerika ve Uzakdoğu'nun, özellikle de Çin ve Hindistan'ın reklam ajanslarını da şebekeye dahil etmek. Şu anda sadece yaratıcı reklam ajanslarının üye olduğu network medya ajanslarını, dijital ajansları, healthcare (sağlık) ajanslarını ve markalaşma ajanslarını da kabul etmek. Şebekenin yıllık toplam iş hacmini iki yılın sonunda 3 milyar doların üzerine çıkarmak. Nihai hedef olan "dört yıl içinde Londra veya New York merkezli bir şirket kurup, şebekedeki tüm ajansların eşit hisseyle bu şirkete ortak olmasını sağlama"nın ilk adımlarını atmak."

12 Kasım 2012 Pazartesi

İnter Dijital Yeni Eco Solvent Baskı Makinesini Tanıttı

Çevreci Eco Solvent Dijital baskı Makinelerini Türkiye pazarına ilk getiren firma olma özelliğini taşıyan inter Dijital Teknoloji 2mt Genişliğinde 1444 dpi Yeni nesil Epson Dx5 kafa Dijital Eco Solvent Dış Mekan Baskı Makinesinin lansmanını yaptı.


2m baskı eni 1444 dpi japon epson dx5 kafa,boya maliyeti m2 maxıumum 1 tl, dış mekanda 2-3 yıl solmayan boya teknolojisi ile,eco solvent sağlığa zararsız çevreci kokusuz makine, epson dx5 kafa ile 1 günde 400m2 foto baskı, otomatik kafa temizleme,atık boya sistemi,drop ink ve vdts dalgalı pass teknolojisi ile ,Stand bye teknolojisi İsviçre üretimi ıugun boya fiyatı,ve  Lansman fiyatı 10.000$kdv fiyatı ile İnterjet diğer Çin üretimi Makinelerden  bir adım önde.
Model
İNTERJET
Baskı Genişliği
1.95cm
Baskı Kafası
Epson Dx5
Baskı Kafası Adeti
1
Nozzle Sayısı
1440(180*8*1)
Çözünürlük
1440 DPi
Renk sayısı
Çift 4 Color
Malzeme Alanı
2 m
Baskı Hızları
2Pass: 34m2 /h
4Pass: 20m2 /h
6Pass: 12 m2 /h
8Pass: 8 m2/h
Boya
Su Bazlı yada Eco Solvent
Yazılım
PhotoPrint - MainTop
Sürücü Yazılımı
Windows2000, XP
Çalışma şekli
Aynı anda ripleme,yada ripten sonra aynı anda baskı
Voltaj değerleri
50hz/60hz, 220v 10A.
Bastığı Malzeme
Paper, banner ,PVC, mesh, vinyl,,folyo,duvar kağıdı
Image Format
Bitmap, Tiff, Jpeg, Eps, Pdf, Cad.
Media Beslemesi
Rulo
Makine Ebatları
3M*0.65M*1M
Ağırlık
250 KG
Uzaktan Kumanda
İsteğe bağlı
 


Ared Atık Pil Kampanyası Hızla Devam ediyor




Taşınabilir piller ve çeşitli türlerdeki akümülatörler çinko, demir, manganez, nikel, kurşun, kadmiyum, kobalt ve nadir toprak elementlerini yüksek oranlarda içerirler. Yapılan incelemeler pillerin içerdikleri metaller bakımından maden filizleri ve alaşımlarından sonra en yüksek miktarlarda metal bulunduran kaynaklar olduğunu göstermiştir. Ayrıca metallerin atık pillerden geri kazanılma maliyetlerinin (özellikle enerji tüketimi açısından) bu metallerin maden filizleri ve alaşımlarından çıkartılma maliyetlerinden çok daha düşük olduğu belirlenmiştir.

2007 yılı verilerine göre AB ülkelerinde yaklaşık 160 bin ton kadar taşınabilir pil piyasaya sürülmüştür. Bu miktardaki piller bünyesinde ise çeşitli metallerden toplam 110-115 bin ton bulunabilmektedir. Bahis konusu metallerin piyasa değeri 50-100 milyon Euro olarak hesaplanmıştır.

Yukarıdaki açıklamalardan görüleceği üzere atık piller çöpe atılmayacak kadar değerlidirler ve bu nedenle de son on yıl içerisinde Avrupa’da çok sayıda geri kazanım tesisi kurulmuştur. Netice olarak atık piller bünyesindeki zehirli maddelerin artık kontrol altına alındığı hususu da göz önünde tutularak, bugün çalışmalar ağırlıklı olarak bahis konusu pillerin bünyelerindeki çeşitli metallerin geri kazanılmasına yönlendirilmiş durumdadır. Pil üreticileri, kullandıkları yeni teknolojilerle hem daha çok fayda elde etmekte, hem de çevre için daha dost üretim gerçekleştirmektedir. Yine de tükenen pilleri çevreye veya çöpe atmamalıyız. Çünkü atık pillerin içerisindeki çeşitli kimyasal maddeler çöp depolama alanlarında yeraltı sularına ve toprağa karışarak kirlilik oluşturabilir.

Hem bu nedenle hem de atık pillerin geri kazanımı yoluyla doğal kaynakların verimli kullanımını artırmak için “Dünyamızın Pili Bitmesin” sloganıyla TAP’a destek amaçlı geliştirdiğimiz projemizi başlattık.

Hazırlamış olduğumuz proje görselini atık pil toplama kutularına uygulayarak Temmuz ayında üyelerimize ulaştırdık. Dönem sonuna kadar toplamayı amaçladığımız atık pil ile hem ülke ekonomisine Genç ARED’liler olarak katkıda bulunmayı hem de çevremizi bu konuda bilinçlendirerek değerlendirilmiş atıkların ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkıların hedef kitlelere ulaşarak büyümesini ve geliştirilmesini hedefledik.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Canon Yeni İç Mekan Yazıcısını Tanıttı





  • iPF6450, dahili bir HDD ile yüksek verimlilik, üstün baskı kalitesi, olağanüstü güvenilirlik ve çok yönlülük sağlayan, 24 inç/609,6mm, 12 renkli su bazlı pigmentli mürekkep püskürtmeli bir yazıcıdır.
    Faydaları

    *24 inç baskı üretimi

    *250 GB sabit disk

    *LUCIA EX 12 renkli baskı sistemi

    *“Hot swap” mürekkep kartuşlarıyla yüksek verimlilik

    *İsteğe bağlı Spektrofotometre birimi ve Kalibrasyon Bağlantısı

    *Üstün görüntü kalitesi ve baskı hassasiyeti

    *Zamandan ve paradan tasarruf sağlayan Photoshop eklentisi


    iPF6450 yerleşik bir 250GB sabit diske sahiptir. Bu sabit disk, büyük miktarlarda verinin zahmetsizce işlenmesinin yanı sıra yüksek verimlilikte baskı, yeniden baskı işlerinde kolaylık sağlar. “Hot swap” 130ml veya 300ml mürekkep kartuşları, maksimum üretkenlik için baskı kesilmeden mürekkep kartuşlarının değiştirilebilmesi anlamına gelir

















Solventin Boyaların Zararları

                                                                                          

Doç,Dr. Özkan Kaan KARADAĞ
MSc. İş Sağlığı Bilim Uzmanı
S.B. Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi


Solvent Nedir?

Endüstride hemen her sektörde solvent kullanılır. Solventler, içerdikleri kimyasal maddelerin özelliklerine göre tehlikeli madde ve kullanım sonucunda da tehlikeli atık özelliği gösterirler. Solvent etkilenmesi açısından boya, vernik, cila imalatı, uygulanması, aklaştırılması, metal parlatma, mürekkep, toner kullanılan baskı işleri, astarlama, kaplama işleri, kuru temizleme yoğun solvent kullanılan bu nedenle de ilk akla gelen işlerdir.
Ancak solventler endüstride çok daha geniş bir kullanım alanına sahiptir; metal eşya üretiminde boyama öncesi, kaynak işlemi öncesi yağ gidermede, makine bakımında parça yıkamada, plastik eşya üretiminde hemen her aşamada, yapıştırıcı kullanılan hemen tüm işlerde, böcek öldürücü imalatında, kimyasal madde imalatında hatta kozmetik üretiminde solventler kullanılır.
Birçok solvent kimyasalı vardır. Aşağıdaki Tablo-1 tüm kimyasallara yer vermemektedir. Ayrıca yer verilen kimyasalların tüm kullanım alanları da belirtilmemiştir. Solventlerin malzeme güvenlik formları elde edilerek içerdikleri kimyasallar ve sağlık etkileri incelenmelidir.
Solventler İnsan Vücuduna Hangi Yollarla Girerler ?


İnsan vücuduna üç yolla giriş yaparlar.
Solunum yoluyla: Çoğu solvent oda sıcaklığında hızla buharlaşabilir özelliktedir. Solvent buharı, zerrecikleri ve solventle kirlenmiş tozlar akciğerler aracılığıyla kolayca kana karışmaya aracılık ederler. En önemli etkilenme yoludur.
Yutma yoluyla: Solvent bulaşmış ellerle yenilen yemek ya da doğrudan solvent bulaşmış yiyeceklerin tüketilmesi sindirim yoluyla maruziyete neden olur.
Deri yoluyla: Yağ çözen özellikleriyle derinin koruyucu etkisini azaltırlar. Deriden rahatlıkla emilir ve kana geçerler. Solventler içerdikleri maddelere göre insan sağlığını farklı şekilde etkileyebilir. Sürekli olarak bazı solventlere maruz kalındığında ise, kişilerin sağlığı üzerinde uzun süreli etkiler oluşabilir.
Çalıştığınız ortamda solventlerin buhar ve gazlarını soluyorsanız, solventler cilt ile temas ediyorsa, sıvı solventler yutuluyorsa bunlara bağlı olarak çeşitli etkiler görülebilir. Ayrıca, solventlerin birçoğu yanıcı, uçucu, kolay buharlaşıp ortama zehirli veya patlayıcı gaz karışımları verebilen özelliğe sahiptir. Bazı solventlerin uyuşturucu etkileri olabilir. Bu özellikleriyle iş kazaları oluşumuna doğrudan ya da dolaylı katkı sağlayabilirler. Özellikle halojen içeren solventler, yanmaları sonucunda dioksin ve furan gibi zehirli gazlar oluştururlar.


 



Solventlerin Sağlık Üzerine Etkileri Hangi Faktörlere Bağlıdır

· Öncelikle hangi solventin kullanıldığına bağlıdır. Solventlerin sağlık bozucu etkileri birbirlerinden oldukça farklıdır ve solventler çoğunluklu çeşitli karışımlar halinde piyasaya sürülürler.
· Etkilenme yolu sağlık bozukluğunun tipini, gelişimini ve ağırlığını değiştiren önemli bir faktördür. Solunum yoluyla vücuda alınan solventler kana karışıp diğer organlarda da zarar oluşturacaktır ancak öncelikle üst solunum yollarında (burun, yutak, gırtlak, bronşlar) ırgalanmaya yol açacaktır. Deri yoluyla alınması durumunda ise benzer ırgalanma durumu etkilenen deri bölgesi için geçerli olacaktır. Deride kuruma, basit çatlaklardan süregen deri iltihabına kadar sağlık sorunları öncelikle yaşanacaktır.

· Etkilenme ağırlığına bağlı olarak sağlık bozukluğunun tipi, gelişim hızı ve ağırlığı değişecektir. Etkilenme süresinin fazlalığı, ortamda bulunun solventin yoğunluğunun fazlalığı etkilenme ağırlığını arttırır.

· Aynı ortamda solventler dışında kimyasalların varlığı sağlık sorunlarını artıracaktır.

· Bireysel hassasiyet sağlık bozukluğu oluşumunda etkilidir. Bireysel hassasiyet genetik yapıdan, daha önce geçirilmiş hastalıklardan, çeşitli metabolizma farklılıklarından etkilenir.
· Bireysel alışkanlıklar da etkilenme ve sağlık bozukluğu oluşumunda önemli faktörlerdir. Sigara içme alışkanlığı, alkol kullanımı, hijyen kurallarına uymama durumu etkilenmeyi kolaylaştırır.


Solventlerin Sağlık Üzerine Etkileri
Solventlerin içerdikleri kimyasallara göre farklı sağlık bozucu etkileri olduğu yukarıda da anılmıştır. Sağlık bozucu etki temel olarak solvente ne kadar süre maruz kalındığı ve ne düzeyde maruz kalındığı ile ilişkili olarak ağırlaşır. Kısa süreli etkilenmelerle ortaya çıkan sağlık bozuklukları: Tek bir etkilenme ya da kısa süreli etkilenme söz konusudur. Çoğunlukla geçicidir ve yoğun solvent maruziyeti gerektirir.
Kısa süreli etkilenme:

· Deri sorunlarına (temas eden deri alanında kuruma, çatlama, kızarma ve sıvı dolu abarcıklar, oluşması),
·Baş ağrısına,
·Uyuklamaya,
·Dikkat dağınıklığına,
·Mide bulantısı ve rahatsızlık hissine yol açabilir.
Kısa süreli etkilenmelerin ortaya çıkışı için yoğun solvent maruziyeti gereklidir; etkiler hızlı başlar ve görece hızlı sonlanır. Etkilerin sonlanması maruziyetin kesilmesinden bazen sadece dakikalar sonra gerçekleşir. Ancak, yoğun etkilenmenin baygınlık ve hatta ölümle de sonuçlanabileceği unutulmamalıdır. Solunum yollarında basit ırgalanma kısa süreli etkilenme ile oluşur. Burun, gırtlak ve akciğerde yanma hissi ve öksürüğe yol açar. Çok yoğun bir etkilenme akciğer ödemine yol açabilir.
Şu durum yaşamsal tehlike yaratır:

· Gözlerde ırgalanma: Yüksek yoğunlukta solvent buharı olan ortamlarda gelişebilir. Gözlerde yanma, sulanma ve ağrı oluşur.
· Deride ırgalanma: Solventlerin deri yüzeyindeki koruyucu yağ tabakasını ve deri yağlarını çözüp uzaklaştırması ile ilgilidir. Etkilenen deri kızarık, kuru ve kaşıntılıdır. Derinin koruyucu tabakasının solventler tarafından uzaklaştırılmış olması, solventin ve ortamda bulunun diğer toksik kimyasalların deri yoluyla vücuda girişini kolaylaştırması açısından da önemlidir.
· Merkezi Sinir Sistemi (beyin ve omurilik) baskılanması: Solvent etkilenmesi alkol kullanımını taklit eden bir sarhoşluk hissi oluşturur. Neşelilik hali, uyuşukluk, koordinasyon kaybı, başağrısı, yorgunluk ve bulantı yakınmaları görülebilir.
· Kalp ritim bozuklukları: Bazı solventler kalp kasının duyarlılığını artırırlar. Düzensiz kalp atımları görülebilir.
Uzun süreli etkilenmelerle ortaya çıkan sağlık bozuklukları:

Görece az yoğun solvent maruziyeti ve tekrarlayan maruziyet söz konusudur. Sağlık bozuklukları yavaş ilerler ancak ortaya çıktıklarında tedavileri ya zor ya da olanaksızdır. İnsan yaşam kalitesini ileri düzeyde ve uzun süreli ya da hayat boyu bozan ve bazen yaşam süresini kısaltan sağlık bozukluklarıdır.
Tekrarlayan, uzun süreli solvent etkilenmesi:

· Beyin ve sinir sisteminde,
· Deride (Süregen deri iltihaplanması),
· Karaciğerde (Karaciğer hasarı),
· Kan üretim sisteminde,
· Böbreklerde,
· Erkek ve kadın üreme sisteminde,
· Hamile kadınlarda fetüste sağlık bozukluklarına yol açar.
Solunum yollarında tekrarlayan ırgalanma bronş iltihabı oluşturarak süregen öksürük ve balgam yakınmalarına yol açar.
Derinin tekrarlayan ırgalanmaları süregen deri iltihaplanması oluşturur. Deri kuru, sert, kalın,
çatlamış ve pullanmış görünümdedir.
Sinir sistemi: Birçok solvent merkezi sinir sistemini özellikle beyini etkiler. Etkilenme ağırlığı ile paralel biçimde, görülen belirtiler de ağırlaşır: ‘ayakların yerden kesilmesi’ hissi, alınganlık, sinirlilik, güçsüzlük, yorgunluk, sersemlik, uyku hali, disoryantasyon, çırpınma ve baygınlık sırasıyla gelişir. Uzun süreli etkilenmeler düşüncelere yoğunlaşma güçlüğü ve kişilik değişiklikleri oluşturabilir. N-hekzan, karbon disülfid ve metil n-butil keton gibi bazıları duyu organları ve kasların sinirleri olan ‘uç sinirleri’ etkilerler. Bu etkilenme önce parmaklarda sonra ilerleyerek bacaklar ve kollarda yorgunluk, his kaybı, ağrı, hareket kaybına yol açar.

Karaciğer: Bazı solventler özellikle klorinli tiptekiler, karaciğer hasarına yol açabilirler. Çoğunlukla bulgu gözlenmez.
Kan: Etilen glikolün de içinde bulunduğu birkaç solvent, dolaşımdaki kan hücrelerine zarar vererek ya da kan hücresi üretimini bozarak kan hücre sayısı ve işlevini olumsuz etkilerler. Kan hücresi sayısının ileri düzeyde düşüşüyle bulgular izlenir: Yorgunluk ve enfeksiyonlara karşı direncin azalması görülür. Benzenin özellikle ileri düzeyde riskli olduğu, kan hücreleri sayısında azalma ve lösemi ye yol açabileceği de hatırlanmalıdır.
Kanser: Benzenin etkilenen işçilerde kansere yol açabildiği bilinmektedir. Vinil kloridin insan da karaciğer kanserine yol açabildiği de bilinmektedir. Karbon tetraklorid, kloroform, 1,4-dioksan, trikloretilen gibi bazı solventlerin hayvan deneylerinde pankreas, akciğer, böbrek, idrar torbasında kanser oluşturabildiği kanıtlanmıştır.

Gebelik: Gebelikte solvent etkilenmesinin düşük doğum ağırlığı ve anne karnında ölüme yol açabildiği düşünülmektedir. Tetrakloretilen, toluen ve alifatik hidrokarbonların düşüklere yol açabildiği yönünde güçlü kanıtlar söz konusudur. Benzer güçte kanıtlar gebelik öncesi solventlere maruz kalan ‘baba’ durumunda gebeliğin etkilenebildiği yönünde mevcuttur. Toluene, ksilene ve boya incelticiler gibi karışım halinde bulunan solventlere maruz kalan boyacılar ve ağaç işçilerinin eşlerinin gebeliğinde kendiliğinden düşük, düşük ağırlıklı bebek doğumu, doğumsal anomali riski yüksek bulunmuştur.
Seçilmiş Solventlerle Etkilenmede Sağlık Bozuklukları

Bazı solvent kimyasallarının beraber anıldıkları sağlık bozuklukları vardır. Aşağıda yer alan Tablo- 2 söz konusu sağlık bozukluklarına yer vermektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki Türk mevzuatı son yıllardaki hızlı değişimine rağmen güncel bir ‘izin verilebilir limit’ belirlememiştir. Kimyasalların etki düzeyleri ile ilgili fikir sahibi olunabilmesi amacıyla Amerika Birleşik Devletleri OSHA (Mesleki Sağlık Güvenlik İdaresi)’nin belirlediği izin verilebilir değerler Tablo-2’ye eklidir.
Solvent Riskinin Yönetimi, Önlenmesi ve Korunma

Ortam ölçümleri: Riskin derecesinin bilinmesi kontrolün başlangıcıdır. İş ortamında solvent ölçümlerinin yapılması gereklidir. Ölçümler statik toplayıcı pompalar ya da işçinin solunum bölgesinden sürekli alınan örneklerde yapılır.
Ortam ölçümü, biyolojik izlemi yani işçinin kan ve idrarında solvent ya da yıkım ürününün aranması yerine geçmez. Her iki analiz birbirini tamamlar yapıdadır. Ortam ölçümleri uluslararası kabul edilebilir sınırların altında olmalıdır. Kimyasallar açısından kabul edilebilir sınırlar, o güne kadar yapılmış bilimsel çalışmalarla insanda sağlık etkisi yaratmadığı düşünülen havada maksimum kimyasal yoğunluğudur. Solventler açısından bakılacak olursa bu tanım narkoz etkisi oluşturmayan değerler olarak basitleştirilebilir. İşyeri ortamında söz konusu değerler aşılmamalıdır. Kabul edilebilir değerlerin aşılmaması sağlığın korunmasını garantiler mi? Bu tartışma haklı ve önemlidir.
İşyerlerinde çoğunlukla bir tek solvent bulunmadığı gibi, çok çeşitli solvent dışı kimyasal maddeler de bir arada işçiyi etkiler. Bu kimyasallardan bazıları değişmeden birbirlerinin sağlık etkilerini artırırlar. Bazıları da reaksiyona girerek her birinden çok daha zararlı kimyasallar oluşturabilirler. Özetle ve konumuz özelinde her biri kabul edilebilir sınırların altında yoğunlukta solventler bir arada basitçe narkoz etkisine ve diğer sağlık bozukluklarına yol açabilirler. Bu durumda biyolojik izlem de fazlaca bilgi vermeyecektir. Çünkü yüksek olasılıkla her bir solvent ya da yıkım ürünü kan veya idrarda normal sınırlarda görülecektir. Ancak ayrıntılı ve dikkatli yapılacak periyodik muayene yararlı bilgiler sağlayabilir ve bu bilgilerin uluslararası otoritelerle paylaşılması durumunda kabul edilebilir değerler değişebilir.
Riskin kontrolü:

Solventle çalışılan işyerlerinde işçilerin sağlığının solvent nedeniyle bozulması engellenmelidir. Risk kontrolü önlemleri birbirini yadsımayan ancak öncelik sırası belirleyen bir basamaklama ile uygulanmalıdır:
· Ortadan kaldırma/yerine koyma ve işlem değişikliği,
· Mühendislik önlemleri,
· Yönetsel önlemler,
· Kişisel koruyucular.
Ortadan kaldırma/yerine koyma ve işlem değişikliği:

Solvent riski olan her iş akışında düşünülmesi gereken bir kontrol basamağıdır. Solventin kullanılmaması ya da zararsız daha az zararlı bir solventle değiştirilmesi olanağı araştırılmalıdır. Mühendislik önlemleri: İşyerinde otomasyon ilk akla gelen mühendislik önlemidir. Solventi kaynağından, işyeri atmosferine yayılmadan uzaklaştırmak için lokal havalandırma sağlanmalıdır.
Lokal havalandırma oldukça karışık ve özelleşmiş bir konudur. Üzerinde düşünülmeden gerçekleştirilen lokal havalandırma sistemleri işe yaramayacağı gibi ekonomik bir külfettir. Lokal havalandırma planlanırken davlumbazların tipi, yüksekliği, kaynağa ve riske göre konumu, taşıyıcı kanalların hava akımını sağlayabilecek boyut ve şekilde planlanması, fanların konumu, gücü, gürültüsü, kirlenmiş havanın genel atmosfere atılma koşulları üzerinde düşünülmelidir.
Solvent kullanılan işlemlerin, iş akışlarının solvent kullanılmayan işlemlerde çalışan işçilerin etkilenmesini engellemek amacıyla sınırlanması etkilenen işçi sayısını düşürecektir. Ayrıca riskli işlemin kapalı sistemlere alınması olanakları araştırılmalıdır. Solvent kullanılan işyerlerinin genel havalandırmasının mekanize ve iyi yapılması gereklidir.
İşyeri genelinde solvent yoğunluğunun azaltılması riskli alanlarda da yoğunluğu azaltacak ve etkilenen işçi sayısının, etkilenme düzeyinin düşmesine hizmet edecektir. Genel havalandırma yapılırken termal konfor koşulları gözardı edilmemeli ve kesinlikle uzman kişilerden görüş alınmalıdır. Yönetsel önlemler: Yönetsel önlemlerin genel ve en hatırlatılması gereksiz olanı ‘işverenin işçi sağlığını koruma yükümlülüğünden’ kaynaklanan deri ve solunum yoluyla solventle etkilenmenin engellenmesidir.
Solventten etkilenme riski başat risklerden biriyse, işyerinde genel sağlık güvenlik politikasının yanı sıra ‘solvent etkilenmesinin önlenmesi politikası’ oluşturulmalı, duyurulmalı ve gereği yapılmalıdır.

· Tüm kimyasal maddelerin ‘Malzeme Güvenlik Formları Hazırlanmalı’ ya da edinilmelidir.
· Solvent buharının yoğunlaşabileceği sınırlanmış alanlara giriş yasaklanmalıdır.
· Solvent ve solvent içeren karışımlar kapalı kaplarda tutulmalıdır.
· Solvent içeren kaplar işçinin anlayabileceği dil, simgeler kullanılarak etiketlenmelidir.
· İşyerinde kirli alanlarda yemek yenmesi, içecek içilmesi, sigara içilmesi yasaklanmalıdır.
· Yemek öncesi, içecek içilmeden önce, tuvalet öncesi ellerin yıkanması sağlanmalıdır.
· Solventle etkilenme riski yüksek iş alanlarında uyarıcı levhalar bulundurulmalıdır.
· İşçiler kullanılan kimyasal maddeler, riskleri, korunma önlemleri konularında eğitilmelidirler.
· Solvent depo alanları yanıcılıkları ve buharlaşabilirlikleri dikkate alınarak dikkatle seçilmelidir. Depo alanı iyi havalandırılmalı, diğer iş alanları ile izolasyonu sağlanmalı ve serin olmalıdır. Depolama iyi izlenerek minimum düzeyde tutulmalıdır.
Kişisel koruyucuların kullanılması:

Kişisel koruyucular diğer önlemleri desteklemek amacıyla kullanılmalıdır. Tek başlarına temel önlem gibi kullanılmaları kesinlikle yararsızdır. Kişisel koruyucuların riske uygun seçilmesi, işçiye uyumlu olması, kullanımı ve bakımı konularında işçinin eğitilmesi gereklidir.
Yukarıda sayılan önlemlerin uygulanmasına rağmen işyeri ortamında solvent buharı yoğunluğu istenilen düzeye düşürülemiyorsa solunum koruyucular kullanılabilir. Solunum koruyucu maskeler ya ‘kimyasal tutucu filtresi bulunan’ ya da ‘dışarıdan hava sağlayan’ tipte olmalıdır. Ortam solvent yoğunluğu, etkilenme ağırlığı, etkilenmenin devamlılığı gibi değişkenler dikkate alınarak maske seçimi yapılmalıdır. Derinin korunması amacıyla ‘solvent geçirgen olmayan’ eldivenler, ayakkabılar, iş giysileri kullanılabilinir. Ayrıca derinin korunması amacıyla ‘bariyer kremler’de kullanılabilir. Gözlük ya da yüz örtücülerin kullanılması gözlerin etkilenme olasılığını azaltır.


İşçilerin Sağlık Durumlarının Kontrolü:

Tüm alınan önlemlerle ortam solvent yoğunluğu kabul edilebilir düzeyin altına da indirilmiş olsa bile ‘solventin sağlığı bozma riski’ sıfırlanmış kabul edilemez. İş sağlığı yönetimi, riskin yönetimi, izleme ve performans kriterleri saptamalıdır. Performans kriteri sadece ortam ölçüm değerleri değildir, işçi sağlık kayıtları da önemli performans kriteridir. İşçilerde etkilenme belirtileri görülmesi tüm risk yönetimi prosesinin gözden geçirilmesini gerektirir.
İşe giriş muayenelerinde dikkat edilmesi gereken noktalar:

Solvent kullanılan işyerlerinde işe giriş muayenelerinde, işyeri hekimi işçinin sağlık durumunu dikkatle değerlendirmelidir. Değerlendirme işyerinde riskin düzeyini dikkate almalıdır.
· Geçmiş hastalık hikâyesi dikkatle alınmalı, özellikle böbrek, akciğer, solunum sistemi hastalıkları, kalp atım düzensizlikleri sorgulanmalıdır.
· Süreğen deri iltihaplanmaları açısından işçi değerlendirilmelidir.
· Akciğer ve karaciğer hastalıkları açısından kanıta dayalı değerlendirmeler yapılmalıdır.
· Alışkanlıklar, kişisel hijyen değerlendirme kriterleri arasında yer alabilir.
· Uç sinir sistemi basit muayenesi her işçi için gerçekleştirilmelidir.
Periyodik muayenelerinde dikkat edilmesi gereken noktalar:

Periyodik muayenelerde etkilenmenin, sağlık zararı, yakınma oluşturmadan tespiti hedeflenmelidir. Ancak solventlerin bilinen sağlık zararlarına yönelik yakınmalar sorgulanmalıdır. Solventler, hızla dolaşıma geçebilen ve aynı hızla vücutta enzimler aracılığıyla kimyasal yıkım ürünleri şeklinde ya da kendi haliyle vücuttan atılan maddelerdir.
Periyodik muayenelerde idrar ya da kanda solventlerin ya da yıkım ürünlerinin tespiti mümkündür. Solventlerin kendisinin kanda, idrarda, solunumla çıkarılan havada ya da yıkım ürünlerinin idrarda, kanda bakılması mümkündür. Ksilen, toluen, stiren, diklorometan, tetrakloretilen, trikloretan, aseton gibi birçok solvent doğrudan kanda ya da idrarda incelemeler yapılarak tespit edilebilir. Solventlerin yıkım ürünleri de araştırılabilir. Örneğin, toluen yıkım ürünü hipurik asit ve o-kresol, benzenin yıkım ürünü fenol, transmukonik asit,
S- enilmerkaptürik asit, stiren yıkım ürünü mandelik asit, n-heksan yıkım ürünü 2,5- heksandion idrar örneklerinde tespit edilebilir. Solventlerin söz konusu yıkım ürünlerinin kabul edilebilir bir düzeyin üzerinde değerde saptanması bir hastalık değildir. Ancak, işyerinde solvent riskinin yönetilemediğinin kesin bir kanıtıdır.

Son Not

· Etkilenme testleri (solventin ya da yıkım ürünlerinin kan veya idrarda aranması) Meslek Hastalıkları Hastaneleri’nde güvenilir koşullarda gerçekleştirilmektedir.
· Solvent etkilenmeli işlerde çalışıyorsanız, çalıştıysanız ve solvent etkilenmesi ile ilgili yukarıda anlatılan sağlık bozukluklarınız varsa hastaneye acil sevk edilmelidir.


7 Kasım 2012 Çarşamba

Satışı Artıran Renkler


SATIŞI ARTIRAN RENKLER     

Pazarlama ve satış materyallerinde, uzmanlar üç ayrı rengin kullanılmasını tavsiye ediyor. İş dokümanlarında önemli yerlerin kırmızıyla yazılması, finansal bir rapor oluşturmak için yeşil, müşteriyi iknaya yönelik bir dokümanda mavinin kullanılması öneriliyor. 
Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Xerox, renkli doküman kullanımının iş sonuçlarına etkisini ortaya koyan bir açıklama yayınladı. Xerox’a danışmanlık veren ünlü Renk Psikoloğu Jill Morton’dan alıntıların da yer aldığı açıklamaya göre, doğru renk kullanımı, şirketlerin gelirlerini artırmasında çok önemli bir unsur haline gelebiliyor. Örneğin, ünlü arama motoru şirketi Bing’in, logosunda kullandığı mavinin tonunu değiştirerek, reklam gelirlerini 80 milyon dolara çıkardığı söyleniyor. 
İş dokümanlarında rengi kullanırken, hangi rengin hangi kısımda kullanılacağına dikkat etmek gerekiyor. Örneğin kırmızı dikkat çekici bir renk olduğundan, kırmızı renkteki kelimeler ve şekiller okuyucunun dikkatini ilk çeken kısım oluyor. Bu yüzden iş dokümanlarında önemli yerlerin, kırmızıyla yazılması tavsiye ediliyor. Mavi ile yazılmış yazılar ise, okuyucuların en fazla akıllarında tutabildikleri yerler olarak öne çıkıyor. Yeşil renk sakinleştirici olduğundan, olumsuz bir noktayı yazarken kullanılmasının yararlı olacağı düşünülüyor. Doküman üzerinde sürekli ve yoğunluklu olarak kullanıldığında gözleri en çok yoran rengin ise sarı olduğu, konu uzmanlarınca vurgulanıyor.

Ünlü Renk Psikoloğu Jill Morton başarılı bir renk dizaynı için dört altın kuralı şöyle sıralıyor:

• İki veya üç renk kullanın: Bilimsel araştırmalar, beynin dört ve dörtten fazla renk bombardımanına maruz kaldığında, dikkatini başka tarafa yönelttiğini ortaya koyuyor.

• Aynı aileden renkleri birarada kullanın: Sarı, sarı-yeşil ve sarı-turuncu renklerinin hepsi “sarı ailesi”ne dahildir. Renk çarkında birbirlerine yakın yerlerdedir ve “benzer” renkler olarak adlandırılır. Bu renkler birbirlerine bağlıdırlar ve bir tasarım için güzel bir akıcılık sağlarlar.

• Zıttlıkları deneyin: Örneğin turuncu-mavi, yeşil-pembe, sarı-mor biribirlerinin zıttıdır ve güçlü kontrasta dayanan güzel bir renk harmonisi oluşturabilir. Zıtlıktan harmoni yapmanın bir diğer yolu da, sarı, turuncu, kırmızı gibi sıcak renklerle mavi, yeşil, mor gibi soğuk renklerin birarada kullanılmasıdır.

Xerox’a danışmanlık veren ünlü Renk Psikoloğu Jill Morton’dan alıntıların da yer aldığı açıklamaya göre, doğru renk kullanımı, şirketlerin gelirlerini artırmasında çok önemli bir unsur haline gelebiliyor. Örneğin, ünlü arama motoru şirketi Bing’in, logosunda kullandığı mavinin tonunu değiştirerek, reklam gelirlerini 80 milyon dolara çıkardığı söyleniyor.

• Okunurluk için doğru kontrastı yakalayın: Yazı rengiyle zemin renginin uyumu, yazının okunmasını kolaylaştırır. Yetersiz kontrast, okuyucunun gözlerini yorar. Örneğin, siyah zemin üzerine mavi yazı iyi bir kombinasyon olmayacaktır. Kirli beyaz üzerine yazılmış mor bir yazı ise okunurluğu artıracaktır.

Jill Morton, renkleri kullanırken rengin genel psikolojik etkilerini analiz edin ona göre kullanın diyerek, hangi tip dokümanlarda hangi rengin kullanılması gerektiğine şu örnekleri veriyor: Örneğin, şirketinizin finansal büyümesini gösteren bir rapor hazırlıyorsanız, koyu yeşil stratejik bir seçim olacaktır. Yeşilin ilk çağrışımı bitki örtüsü, yenilenme ve canlanmadır. Müşteriyi ikna etmeye yönelik bir doküman hazırlıyorsanız, şirketinizin güvenilir olduğunu anlatmak istiyorsanız mavi rengi kullanmalısınız. Çünkü mavi, gökyüzü rengidir ve hayatımızın değişmezlerindendir.

Uzmanlar, kişisel zevklere göre belirlenen renk seçimlerinin çok yanlış olduğunu, renklerin tek başlarına veya birarada kullanıldıklarında farklı algılamalar yapabileceklerini, coğrafyadan coğrafyaya, kültürden kültüre renk tercihlerinin farklılık gösterebileceğini söylüyor. Ayrıca bütün insanlık için ortak bazlı renk algılamalarının da olduğu vurgulanıyor.

Örneğin yeşil, bütün kültürlerde doğayı, ağaçları ve bitki örtüsünü çağrıştırır, mavi gökyüzü ve gelecek anlamlarına gelirken, beyaz ve siyah başlangıç ve bitişi, sadeliği ve yoğunluğu ifade ediyor. Kırmızı ise sevgi, aşk ve kanın yani acının rengi olarak karşımıza çıkarken, sarı olgunluğu ve güz mevsimini algılattırıyor.

Sektörlerde kullanılan geleneksel renkler de, etkileyici bir satış dokümanı hazırlamak için yol gösterici olabilir. Faaliyette bulunduğunuz sektördeki mevcut logo ve ürünlerde kullanılan renkler size farklı olmak için veya aynısı olmak için hangi renklerle algı yapmaya çalışmanız gerektiği konusunda önemli ipuçları verebilir. Müşterileriniz muhafazakar eğilimlere sahipse, önceden alıştığı renkleri görmek ister. Modern renk komibinasyonları onlara çekici görünmüyorsa, radikal renk kullanımları olumsuz bir etki yapabilir. Bu yüzden renklerle ilgili yapılan araştırma sonuçlarını dikkatli yorumlamak gerekiyor. Ama her halükarda satış ve pazarlama dokümanları üzerinde bir kaç farklı renk kullanımının, hiç bir şekilde renklerin kullanılmadığı bir dokümandan çok daha fazla etkili olacağı belirtiliyor.

Perakende sektöründeki firmalar yaklaşan indirimleri veya bir etkinlik duyurusunu pembe gibi canlı ve eğlenceli bir renkle kullanırken, finans sektörü eskiye oranla mavi yerine daha çok yeşil kullanmayı tercih ediyor. Renk vurguları, farklı ve ilgi çekici bir renk stratejisi oluşturmanın, renklerle bazı hizmet ve çözümleri anlatmanın yolarından biri olarak görülüyor. Örneğin, FedEx firması geleneksel sembolizmi kullanan, hizmet ve ürünlerini renklerle anlatan bir firmadır. FedEx, yer hizmetlerini anlatmak için geleneksel bir yeşil seçerken, daha hızlı ve daha güçlü expres hizmetleri için ise farklı bir kırmızı/turuncu kullanarak hizmetlerinin farklılığını renklerle ortaya koyuyor.

Xerox’un bugüne kadar yaptırdığı araştırmalara göre, renkli tanıtım broşürleri, pazarlama materyalleri söz konusu ürünlerin satın alınma olasılığını, siyah beyaz basılan tanıtım materyallerine göre yüzde 80’e varan bir oranda artırıyor. İş sözleşmeleri, faturalar, kredi kartı ekstreleri, sigorta poliçeleri gibi önemli belgelerde son ödeme tarihi gibi kritik alanların renkli basılması faturaların yüzde 30 daha erken ödenmesini sağlıyor.

Pantone 2013 İlkbahar Moda Renk Raporunu Açıkladı



Dinlendirici Nötr Renkler ve Enerji Veren Parlak Renkler İlkbahar için Kusursuz Denge Oluşturuyor.
Küresel renk otoritesi ve tasarım endüstrileri için profesyonel renk standartları sağlayıcısı Pantone, 2013 İlkbahar Moda Renk Raporunu açıkladı. Rapor, tasarımcıların önümüzdeki dönemin koleksiyonlarında başvuracakları renk kullanımı konusunda kapsamlı bir değerlendirme içeriyor. New York Moda Haftasının ilk gününde açıklanan PANTONE Moda Renk Raporu, 2013 ilkbaharı için kadın ve erkek modasında zirveye oturan 10 rengi tasarımcılara ait eskizler, alıntılar ve esikalık fotoğraflarla birlikte sunuyor.
Pantone Renk Enstitüsü yönetici müdürü Leatrice Eiseman, “Gündelik yaşamlarımızın çılgın hızı içinde ahenk bulmak için mücadele ederken her birimizin ilişkilendiği bir ifade ‘dengeleyici eylem’ ifadesi” diyor. “Açık renkle parlak renk arasında, klasikle yeni arasında denge aradığımız moda alanı için de aynısı söylenebilir. Sezonun renk paleti bu denge ihtiyacına vurgu yapıyor ve aynı zamanda bireyselliğe, kendi kendini ifade edebilmeye ve heyecana alan tanıyor.”
Erkeklerin Paleti Kadınların paletine benzer şekilde, ilkbahar erkek giyim renkleri de enerjikleştirici bir dizi parlak renkle vurgulanmış dinlendirici nötr renklerle denge ihtiyacını vurguluyor. Adından anlaşılacağı üzere Met Cezir Köpüğü dalgaların kuvvetiyle kıyıya vuran denizi anımsatıyor. Hafif yeşil imasıyla mükemmel bir nötr renk olan Met Cezir Köpüğü bu ilkbaharın hakiye verdiği yanıt. Zümrüt Yeşili erkeklerin aksesuarları ve spor giyimi için güçlü ve ışıltılı bir mücevher tonu olarak işlev görmeye devam ediyor. Gerek akşam semasının sakinleştirici tonlarını anımsatan Günbatımı Mavisi gerek hemen göze çarpmayan, sessiz bir yeşil olan Silikleştirilmiş Yeşim Taşı temel ama yine de yeni nötr renkler olarak işlev görüyor.
Referans bir renk olan Monako Mavisi doğal olarak erkeksilik havası taşıyor ve palete istikrar ile derinlik katıyor. Güçlü, klasik bir bileşim için bu rengi Silikleştirilmiş Yeşim Taşı ve Zümrüt Yeşili ile eşleştirin. Güvenilir bir ara ton gri olan Alaşım ilkbahar için bir gereklilik. Daha sıcak aylar için siyaha kolay ve hafif bir alternatif sunan Alaşım ağırlık duygusu vermeden güçlü bir ifade sağlıyor. Tene yaklaşan renk tonuyla kırık beyaz Keten Bezi pek çok renkle rahatlıkla bir araya gelebilir. Hafif, orta ve derin tonları dengeleyen klasik kombinasyonlar için Silikleştirilmiş Zümrüt Taşı, Alaşım veya Monako Mavisi ile birleştirmeyi deneyin. Dinamik ve heyecan verici Gelincik Kırmızısı ilkbahar ve yaz için erkeklerin moda eğilimlerinde hayati bir rol oynuyor. Canlı ve göz alıcı bir renk tonu olan enerjik Turuncu zindelik ve coşku veriyor. Ayçiçeğindeki güçlü sarı toprağımsı, hardal benzeri bir tat sunuyor; Zümrüt Yeşili ve Monako Mavisi ile birleştirildiğinde tanıdık bir kombinasyona incelikli bir güncelleme katıyor


6 Kasım 2012 Salı

Her istediğini yaptırma Zihniyetini Taşıyan Bazı Reklamcılar


Bugün size başımızdan geçen ilginç sayılabilecek bir olayı paylaşmak istiyorum.Arayan arkadaş  İzmirden bir reklamcı makine almaya karar vermiş,ve sesinden de dinleyeceğiniz gibi bazı firmalarla görüşme yapmış ve kafası oldukça karışmış,Öyleki Telefonu açar açmaz alo dedikten sonra ben makinanızı görmeye geleceğim, uçaktan indiğimde beni havalimanından karşılarmısınız diyor. Pazar neden açık değilsiniz? Makineyi kurun, ödemesini işyerinde alın.,Gibi Anormal bencilce teklifleri olsada bazı Tabelacı - Reklamcı arkadaşların 5000$ - 10.000$ biriktirip  makine almaya karar verip,makine satıcılarını elde ederim,köle gibi kullanırım.Her istediğimi yaptırırım Zihniyetinden  ne zaman sıyrılacaklar?